Felç duyu kaybı ile seyreden, kas fonksiyonlarının azalması veya kaybı ile sonuçlanan bir durumdur. Felç durumunda hastada motor fonksiyon azalması ya da kaybı ve/veya duyularda defektler oluşur. Felçlerin istatistiksel olarak en sık görüleni tek taraflı felçlerdir. Bedenin sağ ya da sol tarafını tutarlar. Felç olgusuna ileri yaşlarda gençlere göre daha sık rastlanmaktadır.
Felçler sıklıkla omurilikte ya da sinir sisteminin diğer bölümlerinde oluşan destruksiyonlar, yer tutan oluşumlar, iskemi veya kanamalar sonucu ortaya çıkar.
Etiyopatolojiyi belirleyen bazı sebepler;
Periferik nöropatiler, serebral (beyin) felçler, travma, Parkinson hastalığı, spina bifida, multipl skleroz, poliomyelit, botulizm, Gullian Barr sendromu olabilir. Nadir vakalarda ilaçlara bağlı felçler de bildirilmiştir.
Felç türleri: genellikle tutulan lokalizasyona göre sınıflandırılır.
- Monopleji: Yalnızca bir ekstremitenin tutulumu
- Hemipleji: Bedenin kol ve bacak terk taraflı tutulumu
- Parapleji: Bacaklar ve pelvis ile alt bölgelerin tutulumu
- Tetrapleji/quadripleji: Her iki bacak ya da kolun tutulumu
Felçler genellikle komorbid olarak adlandırılan felçle birlikte seyreden, başka sağlık problemlerine de neden olabilir. Özellikle bağırsak peristaltizmin etkilenmesi ve dışkılama sorunları, üriner inkontinans, seksüel fonksiyon bozuklukları, belirli dokuların aşırı gerilmesi veya basınç nedeni ile ülseratif doku hasarları, psikolojik sorunlar ortaya çıkabilir.
Felçlerin prognozu: Felç-inme ile birlikte oluşan hasarların tedavisi, hastanın yaşına, felcin tutulum alanına, oluşan hasarın büyüklüğüne, ilk andan itibaren geçen süreye bağlı olarak değişmektedir.
İnme geçiren bireylerin % 75’i, 60 yaş civarındadır. Felçler, ölüm nedenleri arasında 3. sırada yer almaktadır. Felçler beyindeki kan akımının akut olarak kesilmesi ya da azalması sonucu meydana gelir. Vücutta yeterli oksijenizasyon sağlanamadığından beyinde hasarlar oluşur.
- Kolda veya bacakta sıklıkla vücudun tek tarafında ani güç kaybı ve uyuşukluk hissi,
- Ani bilinç bulanıklığı, anlama ve konuşmada güçlükler,
- Görmede bulanıklık, tek taraflı veya çift taraflı görme kaybı
- Ani ve şiddetli baş ağrısı,
- Sersemlik, yürümede güçlük, denge ve koordinasyonun kaybı olarak izlenebilir.
Kolda veya bacakta güçsüzlük veya hareket kaybı varsa iki kolunu birden kaldırması istenir. Yüzde tek tarafa doğru kayma varsa gülümser gibi yapması istenir. Konuşmada bir farklılık varsa söylenilen bir cümle tekrar ettirilebilir. Bunlardan herhangi birinde zorluklar yaşanıyorsa inme riskinin söz konusu olduğu dikkate alınmalıdır.
İlk 6 saatte tedavinin başlaması çok önemli olduğundan hızlıca sağlık birimleri ile iletişim kurulmalıdır. İnme ile ilgili ilk müdahaleler kardiyoloji, kalp damar cerrahisi, nöroloji, beyin cerrahisinin konsultasyonu ile yapılmaktadır. İlk müdahaleleri izleyerek felç durumunun kontrol altına alınması sağlandıktan sonra rehabilitasyon çalışmaları, integratif ve komplementer uygulamalar başlatılabilir.
İlk müdahale sonrası oluşan felce bağlı hasarların büyüklüğü, rehabilitasyon sürecinin başarısını etkileyecektir. Rehabilitasyon uygulamalarının hedefi felcin hasarlarının lokalizasyonuna bağlı olarak değişmektedir. Bu süreçte:
- Ekstremitelerde duyu ve hareket kaybını hedefleyen çalışmalar
- Yüzdeki hasara bağlı mimik kaslarında oluşan defektin estetik ve fonksiyonel kayıplarının azaltılmasına yönelik çalışmalar
- Konuşma ve yutkunma fonksiyonlarındaki sorunların azaltılması
- Dışkılama ve idrar yapma sorunlarının azaltılması
- Risk faktörlerinin eliminasyonu
Rehabilitasyon süreci ve integratif, komplementer yaklaşımların inme ile ilgili ilk çalışmaları yapan sürecin takibini yürüten nöroloji, beyin cerrahi, kardiyovasküler cerrahi ve kardiyoloji birimleri ile konsültasyon halinde yürütülmesi çalışmaların başarısına katkıda bulunacaktır.
- Hipertansiyon (tansiyon yüksekliği)
- Diyabet
- Hiperlipidemi
- Yüksek kolesterol
- Atrial fibrilasyon ve kardiyovasküler sorunlar
- Sigara alkol kullanımı
- Obezite ve sağlıksız beslenme
- Asemptomatik karotis stenozu
Hasarın yoğunluğuna, yerine ve felç öyküsünün başlangıç süresine bağlı olarak farklı protokoller uygulanmaktadır.
• Ozon tedavileri,
• Akustimülasyon yöntemleri
-Akupunktur
-Akumeridyen tedavileri
-Akupressur
-Nöral akustimülasyon
-İnfüzyon tedavileri
-Komplementer supplement destek tedavileri
-Biofrekans-biofoton temelli uygulamalar
-Botoks, mezoterapi ve lokal ozon infüzyon teknikleri ile minimalize edilen doku defektlerinin estetik yönden desteklenmesi.